Türk Borçlar Kanunu m. 89/1 Kapsamında Alacağın Temliki ve Borçlunun Durumu
Alacak hakkı, devredilebilir nitelikte bir malvarlığı unsurudur. Hukukumuzda alacağın devri (temlik), borçlunun rızası aranmaksızın mümkündür. Bu çerçevede Türk Borçlar Kanunu'nun 183 ilâ 194. maddeleri arasında düzenlenen "alacağın devri", borçlunun bu devre karşı korunmasını da gerekli kılmaktadır. TBK m. 89/1, bu bağlamda borçlunun, devralana karşı sahip olduğu savunma imkânlarını açıklamaktadır. Maddenin amacı, devredenin borçluya karşı olan borcunu devralana yansıtmak suretiyle borçlunun mağduriyetini önlemektir.
TBK m. 89/1’in Hükmü ve Kapsamı
TBK m. 89/1 şu şekildedir:
“Borçlu, alacağın devredildiğini öğrendiği anda alacaklıya karşı sahip olduğu defileri, devralana karşı da ileri sürebilir.”
Bu hükümden hareketle, alacağın devri yapıldıktan sonra borçlu, devralana karşı da, devreden alacaklıya karşı ileri sürebileceği defileri (savunmaları) kullanabilecektir. Bu madde özellikle şu üç durumda önem arz eder:
- Ödeme def’i: Borçlu, devreden alacaklıya kısmen veya tamamen ödeme yaptığını ispat ediyorsa, devralana karşı da aynı şekilde ödeme savunması yapabilir.
- İfa engelleri: Borçlunun borcunu yerine getirememesine yol açan sebepler (örneğin mücbir sebep) devralana karşı da ileri sürülebilir.
- Mahsup ve karşı alacak: Borçlunun devredene karşı bir alacağı varsa ve bu alacak devralana bildirilmeden önce doğmuşsa, borçlu mahsup hakkını devralana karşı da kullanabilir.
Madde Kapsamında Borçlunun Korunması
Alacağın devriyle borçlunun bir başka kişiye borçlu hâle gelmesi, borçlu açısından önemli bir değişikliktir. TBK m. 89/1 ile borçluya devredenle olan ilişkisinden doğan tüm savunmaları devralana karşı da yöneltebilme imkânı tanınarak, alacağın devrinin sonuçları sınırlandırılmaktadır. Bu koruma, ticaret hayatının güvenliğini artırır ve özellikle bankalara veya varlık yönetim şirketlerine yapılan temliklerde büyük önem taşır.
Devralanın Dürüstlük Kuralına Uyması
Devralan, borçluya karşı ileri sürülebilecek defileri bile bile devri kabul ettiyse ve buna rağmen borcun tamamını talep ediyorsa, bu durumda dürüstlük kuralına aykırılık gündeme gelir. TBK m. 2 gereği bu tür talepler hukuk düzenince korunmaz.
TBK m. 89/1, alacağın temlikinde borçlunun hukuki güvenliğini sağlamak adına önemli bir düzenlemedir. Borçlu, devreden alacaklıya karşı sahip olduğu hak ve savunmaları, devralan yeni alacaklıya karşı da kullanabilmekte; bu da borç ilişkisinin tek taraflı olarak borçluyu zor duruma düşürmesini engellemektedir. Yargıtay kararları da bu koruma amacını benimsemiş ve borçlunun haklarını pekiştirmiştir
Yargıtay Kararı
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 2015/1839 E., 2016/5320 K., T. 20.06.2016:
“...Borçlu, alacağın devredildiğini öğrendiği tarihten önce devreden alacaklıya karşı sahip olduğu defileri, TBK m. 89 gereğince devralana karşı da ileri sürebilir. Davalı borçlu, devreden ile arasında var olan ve ödeme mahiyetinde olan hususları ispatladığı takdirde, davacı devralan, bu ödeme oranında borç talep edemez.”
Bu karar, TBK m. 89/1’in somut olaylarda nasıl uygulandığını açıkça göstermektedir. Yargıtay’a göre, alacağın devrinden önceki ödeme ya da mahsup gibi defiler, yeni alacaklıya karşı da ileri sürülebilir. Bu şekilde borçlunun korunması sağlanır.
TBK m. 89/1, alacağın temlikinde borçlunun hukuki güvenliğini sağlamak adına önemli bir düzenlemedir. Borçlu, devreden alacaklıya karşı sahip olduğu hak ve savunmaları, devralan yeni alacaklıya karşı da kullanabilmekte; bu da borç ilişkisinin tek taraflı olarak borçluyu zor duruma düşürmesini engellemektedir. Yargıtay kararları da bu koruma amacını benimsemiş ve borçlunun haklarını pekiştirmiştir...'' şeklindedir.

