Taşınmaz Malikinin Sorumluluğu
Taşınmaz maliki kanuna aykırı hareket ederek üçüncü kişileri zarara uğratırsa veya zarara uğratma tehlikesi meydana getirirse sorumlu tutulur. Bu sorumluluk Türk Medeni Kanunu md. 730’da düzenlenmiştir.
Bu maddeye göre;
“Bir taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını bu hakkın yasal kısıtlamalarına aykırı kullanması sonucunda zarar gören veya zarar tehlikesi ile karşılaşan kimse, durumun eski hâline getirilmesini, tehlikenin ve uğradığı zararın giderilmesini dava edebilir...”(TMK Mm.730)
İlgili madde özel mülkiyete konu taşınmazların yanında hazinenin özel mülkiyete dâhil taşınmaz malları içinde uygulama alanına sahiptir ancak kamu mallarının kullanımından kaynaklanan sorumluluk idare hukukuna tabidir.
Mülkiyet Hakkının Kısıtlamalara Aykırı Kullanımı:
Malik mülke sahip olmasından kaynaklanan haklarını kullanırken aşırı hareket etmesi yani taşkınlık yapmasıdır. Taşkınlık; taşınmazın durumuna ve yerel yaşama göre komşular arasında hoş görülemeyecek derecede toz, koku, kurum, gürültü gibi maddi etkili olabileceği gibi genel ahlak ve adaba aykırı şekilde kullanımdan kaynaklı manevi nitelikte de olabilir.
Taşkınlığın söz konusu olup olmadığı, her olayda hâkim tarafından ayrıca tespit edilir.
Zarara sebebiyet veren olay kaçınılmaz nitelikteyse en azından meydana gelen zararın uygun bir bedelle denkleştirilmesi talep edilebilir.
Zarar veya Zarar Tehlikesi Meydana Gelmesi:
Taşınmaz malikinin sorumlu olabilmesi için taşınmazını kullanması yüzünden bir zarar meydana getirmiş olmalı ya da en azından kuvvetli bir zarar tehlikesi söz konusu olmalıdır.
Zarar eşyaya veya kişiye ait olabilir ayrıca maddi veya manevi de olabilir.
Zarar ve taşkın kullanım arasında bağlantı olmalıdır.
Sorumluluk
Dürüstlük ilkesi gereğince taşkın kullanım devam ettiği sürece zarar gören taraf taşınmaz malikine karşı eski hale getirme davası, tehlikenin giderilmesi davası açılabilir.
1.Eski Hale Getirme Davası: Bu kapsamda meydana gelmiş bir zarar söz konusuysa taşkınlığın son bulması, eski duruma getirilmesi yani zarardan önceki hale getirilmesi talep edilir.
Örneğin fabrika bacasından dökülen kurumlar için filtreleme sistemi kurulması talep edilebilir.
Ancak bazı durumlarda malikin taşkınlık oluşturan davranışı kaçınılmaz olabilir. Bu kaçınılmazlık komşuluk hukuku kapsamında kabul görmesi beklenen davranışlardır( örneğin ruhsatlı bina yapımında inşaat sesi)Yine de zarara sebebiyet veren olay kaçınılmaz nitelikteyse en azından meydana gelen zararın uygun bir bedelle denkleştirilmesi talep edilebilir.
2.Tehlikenin Giderilmesi Davası: henüz zarar meydana gelmemiş ancak kuvvetle muhtemel bir zarar söz konusuysa zararın önlenmesi dava edilebilir.
3.Tazminat Davası: taşkın kullanım sebebiyle meydana gelen maddi veya manevi zararların tazminini sağlamaya yönelik davadır. Eski hale getirme veya tehlikenin giderilmesi davalarıyla birlikte açılabilir. Zararı hangi malik vermişse ona karşı açılır yani zarardan sonra mülkiyet el değiştirmişse yeni malik sorumlu değildir.Tazminat talebinde eski hale getirme veya tehlikenin önlenmesi taleplerinden farklı olarak zamanaşımı süresi söz konusudur; zarar gören zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği andan itibaren 2 yıl içerisinde, her halükarda olayın gerçekleşmesinden itibaren 10 yıl içinde tazminat davası açmalıdır
Malikin sorumluluğu objektif sorumluluktur. Kusurunun var olup olmadığına bakılmaz bu açıdan kusurunun olmadığını iddia ve ispat ederek sorumluluktan kurtulamayacaktır.
Yargıtay Kararı
“(...)taşınmaza davalının atık tuzlu su akıtmak suretiyle müdahale ettiğini, yaklaşık 16.000 m² lik bölümün zarar gördüğünün tespit edildiğini, tespitten sonrada eylemin devam ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının taşınmazına elatılmadığını, ididaların yerinde olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kayden davacıya ait çaplı taşınmaza davalının tuzlu su akıtmak suretiyle müdahale edildiği ve taşınmazın zarar gördüğü, yargılama sırasında elatmanın sonlandırıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, Türk Medeni Kanununun komşuluk hukukuna ilişkin 737. aynı yasanın 730. maddesi uyarınca tazminata karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığına ve kısa kararında gerekçeli olarak taraflara tebliğ edildiğine göre; davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA(…)” 1HD., 29.03.2016, 17420/3727
Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere taşınmaz sahibinin sorumluluğuna gidilebilmesi için komşuluk hukukunu aşan taşkınlık derecesinde bir olay ve bunun sonucunda meydana gelen zarar veya zarar tehlikesi olmalıdır.

