Kasten Yaralama Suçu
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunumuzun 86. Maddesinin birinci fıkrasında kastan yaralama suçunun temel hali;
“… Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır…”şeklinde düzenlenmiştir.
Kasten yaralama suçu ile kişinin beden dokunulmazlığı ve bütünlüğü ile sağlığı korunmaktadır. Suçun temel halinde kişinin “…algılama yeteneğinin bozulması…” da eklenerek kişinin psikolojik sağlığı da bu suç kapsamında korunmaktadır.
Suçun oluşması için yaşayan bir kimsenin vücut bütünlüğüne yönelik bir saldırı eylemi bulunmalıdır. Ölünün cesedine yönelik gerçekleştirilen eylemler “ölünün hatırasına hakaret” suçunu oluşturur. “Başkasının vücuduna acı verme” veya “algılama yeteneğinin bozulmasına neden olma” şeklinde seçimlik hareketlerle işlenebilen bir suçtur.
Kasten yaralama suçunu oluşturan eylemler icrai olabileceği gibi ihmali de olabilir. Örneğin eşinin ıstırap çektiğini görmesine rağmen doktora götürmeyen diğer eşin durumu, hastası acı çekerken ilacını vermeyen hekimin durumu veya bir kişinin beslenmekten yoksun bırakılması böyledir. Ancak kişinin ihmal ile kasten yaralama ile suçlanabilmesi için garantör konumunda olması yani neticeyi önleme bakımından mağdura karşı hukuki yükümlülüğü olan birisi olması gerekmektedir.
Kasten yaralama hareketinin dolaylı fail yoluyla veya bizzat mağdura yaptırılması da mümkündür. Örneğin bir kimsenin hasmını 18 yaşından küçük bir çocuğa dövdürtmesi dolaylı faillik durumunu ortaya çıkarır. Bu durumda asıl fail de suçu bizzat işlemiş gibi cezalandırılır. Dolaylı fail olarak 18 yaşından küçük çocuğu kullanan failin cezasına artırım uygulanır.
Suçun oluşması için vücutta acı meydana gelmesi şarttır. Acı için vücuda temas ettirilmiş olması şart değildir. Örneğin duyma yetisini etkileyecek şekilde yüksek sesle de acı verilmiş olabilir. Vücuda yönelen eylemin belirli bir ağırlığa ulaşması gerekir. Bunun için objektif bir gözlemcinin değerlendirmesi esas alınır. Bu nedenle kasten yaralama mağdurunun ilk başta tam teşekküllü bir hastaneye giderek gerekli incelemeleri yaptırması ve darp raporu alması gerekmektedir. Kasten yaralama suçunun temel halini işleyen faile 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilir.
Kasten yaralama suçunun daha az cezayı gerektiren hali TCK 86/2 maddesinde;
“…Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur…” şeklinde düzenlenmiştir. Maddeden hareketle basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek olan yaralama suçuna daha az ceza uygulanır. Örneğin yüze tokat atma, ufak yumruk vurma, basit şekilde çizik atma basit tıbbi müdahale (BTM) ile giderilebilir. Bu durumda faile 4 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir. Ancak bu suçun kadına karşı işlenmesi durumunda cezası 6 aydan az olamaz. Suçun yalnızca BTM ile giderilebilecek şekilde işlenmesi durumunda suç soruşturması yapılması için mağdurun şikayeti aranmaktadır.
Suçun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silahla,
f) Canavarca hisle işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır. Görüldüğü üzere kasten yaralama suçunun nitelikli hallerinin gerçekleşmesi durumunda failin cezası artırılır. Bu durumda mağdurun şikeyeti de aranmaz.
Türk Ceza Kanunumuzun 87. Maddesinde kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hali düzenlenmiştir. Örneğin 75 yaşında bir kimsenin eşine sözlü taciz gerçekleştirmesi üzerine bu kişiyi başına darbeler uygulamak suretiyle döven genç birisi, kasten yaralama suçundan cezalandırılacakken yaşlı adamın darbelerin etkisini sonradan görüp beyin kanaması geçirerek ölmesi ile neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç sonucunda ölümden sorumlu tutulur.
Kasten yaralama suçu ile adam öldürmeye teşebbüs suçu arasındaki en temel fark, failin amacıdır. Fail öldürme kastı ile hareket etmesinde rağmen sadece yaralamaya yol açmışsa bu durumda öldürmeye teşebbüsten cezalandırılır. Durum tespitinde en önemli bulgular failin kullandığı araçlar, silahlar ve mağdurun vücuduna yönelik eyleminin vücudun hangi bölgesine yöneldiğidir. Örneğin birden fazla bıçak darbesiyle karın bölgesine vurma eylemi öldürme kastının varlığını kanıtlar niteliktedir.
İLGİLİ YARGITAY KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/371 Esas, 2016/39 Karar Sayılı İlamı;
“…Sanığın, olay günü tartıştığı ağabeyini itmesi, yere düşürüp boğuşması ile meydana gelen ölüm arasında nedensellik bağının bulunduğunda ve sanığın öleni eliyle iteklemesi eyleminin 86/2. maddesi kapsamında kalan kasten yaralama olduğunda kuşku bulunmadığından sanığın eylemini 87/4. maddesi kapsamında değerlendirme imkanı yoktur.
Olayda sanık, kalp hastası olduğunu bildiği kardeşi maktul ile dikkat ve özen yükümlülüğüne uymayarak, kavgaya tutuşmuş, bu kavganın yaratacağı efor ve stresin maktulün kalp krizi geçirmesine, hatta ölümüne neden olabileceğini öngörmüş, ancak neticeyi yani maktulün ölümünü arzulamamıştır; kastı da, kasten yaralamaya dair olup meydana gelen ağır sonuç olan “ölüme” yönelik değildir. O halde sanığın meydana gelen ağır netice olan ölümden bilinçli taksirle sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamakta, bu nedenle, yerel mahkeme hükmünün, Özel Dairece sanığın eyleminin kasten basit yaralama suçunu oluşturduğundan bahisle bozulmasına karar verilmesi isabetli değildir…”şeklindedir.
Yargıtay Kararından da görüleceği üzere yaralama eylemlerinin neticesinde ölümün gerçekleşmesi durumunda fail hakkında TCK 87’de düzenlenen neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç hükmü uygulanır.

