Telefon
WhatsApp
İnstagram

İtirazın Kaldırılması Davası

Hukuk alanındaki önemli makale, rapor ve bültenlere bu sayfadan ulaşabilirsiniz. Güncel yasal gelişmeleri ve uzman analizlerini inceleyin.

İtirazın Kaldırılması Davası

İtirazın Kaldırılması Davası

75 Görüntüleme 24 Haziran 2025, 13:57

İtirazın kaldırılması davası, Türk hukuk sisteminde İcra ve İflas Kanununda düzenlenen ve alacaklı ile borçlu arasındaki uyuşmazlıkların çözümüne yönelik özel bir dava türüdür. Bu dava, bir borçluya karşı başlatılan ilamsız icra takibi sırasında borçlunun borca itiraz etmesi durumunda, alacaklının bu itirazı geçersiz kıldırmak amacıyla açtığı bir davadır.

İlamsız icra takibinde alacaklı elinde bir mahkeme kararı (ilam) olmaksızın, doğrudan icra takibi başlatabilir. Bu süreçte, borçlu kendisine gönderilen ödeme emrine süresi içinde (genellikle 7 gün) itiraz ederse, takip durur. Bu noktada, alacaklının icra takibinin devam etmesini sağlamak için iki seçeneği vardır:

  1. İtirazın iptali davası açmak (genellikle asliye hukuk mahkemesinde açılır).

  2. İtirazın kaldırılması davası açmak (genellikle icra hukuk mahkemesinde açılır).

İtirazın Kaldırılması Davasının Unsurları

  • İlamsız Takip ve İtiraz: Bu dava, yalnızca lamsız icra takipleri sonucunda borçlunun borca itiraz etmesi durumunda gündeme gelir. İlamsız takiplerde, borçlu icra dosyasına borcunun olmadığını veya kısmen borçlu olduğunu iddia ederek ödeme emrine itiraz edebilir.   
  • Alacaklının Hak Arama Yol: Borçlu itiraz ettiğinde icra takibi durur. Alacaklı ise itirazın haksız olduğunu düşünüyorsa, icra hukuk mahkemesine başvurarak borçlunun itirazının kaldırılmasını talep edebilir. Alacaklı, itirazın haksız olduğunu kanıtlamakla yükümlüdür.
  • Takibe Dayanak Belge: Alacaklı, itirazın kaldırılması davasında, alacağının dayanağı olan belgeyi mahkemeye sunmalıdır. Bu belge, bir senet, fatura, sözleşme veya benzeri bir belge olabilir. Mahkeme, bu belgeler üzerinden inceleme yapar. Eğer alacaklı, resmi nitelikte (örneğin noter onaylı) bir belge sunarsa, bu durumda kesin kaldırma talep edilebilir.
  • İtirazın Kaldırılması Talebi: Alacaklı, itirazın haksız olduğunu ispatlarsa, mahkeme borçlunun itirazını kaldırır ve icra takibi kaldığı yerden devam eder. Eğer borçlu itirazında haklıysa, itirazın kaldırılması talebi reddedilir ve takip durur.

İtirazın Kaldırılması Türleri

Kesin Kaldırma: Alacaklı, borçlunun borcunu ödemediğini ve itirazın haksız olduğunu resmi bir belgeyle kanıtlayabiliyorsa, icra mahkemesinden itirazın kesin olarak kaldırılmasını talep edebilir.

Resmi belge ise Noter senetleri, çek, bono gibi hukuki belgeler bu tür belgelerdir. Mahkeme, resmi belgeyi inceleyerek borçlunun itirazını kesin olarak kaldırabilir.

Geçici Kaldırma: Eğer alacaklı, resmi bir belge sunmazsa ama imzası borçlu tarafından inkar edilmemiş bir belge sunarsa (örneğin bir sözleşme), mahkeme borçlunun itirazını geçici olarak kaldırabilir. Bu durumda borçlu borca itiraz davası açarak, esasen borçlu olmadığını ispatlamaya çalışabilir.

İtirazın Kaldırılması Davasının Sonuçları

İtirazın kaldırılması kararı verilirse, borçlunun yaptığı itiraz ortadan kalkar ve ilamsız takip kaldığı yerden devam eder. Yani alacaklı icra işlemlerine kaldığı yerden devam edebilir. Eğer mahkeme alacaklının kötü niyetle bu davayı açtığını tespit ederse, alacaklıya karşı borçlu lehine %20 tazminata hükmedebilir. Aynı şekilde, borçlu haksız bir itirazda bulunmuşsa, borçlunun da alacaklıya tazminat ödeme yükümlülüğü doğabilir.

İtirazın Kaldırılması ile İtirazın İptali Arasındaki Fark

İtirazın iptali davası, genel mahkemelerde açılan bir davadır ve esaslı inceleme yapılır. Davanın sonunda verilen karar kesin hüküm niteliğindedir.

İtirazın kaldırılması davası ise icra hukuk mahkemesinde açılır ve daha hızlı bir çözüm yoludur. Ancak bu davada verilen kararlar kesin hüküm niteliğinde değildir; borçlu, daha sonra genel mahkemelerde borca itiraz davası açabilir.

İLGİLİ YARGITAY KARARI

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 13.11.2013 Tarihli 2013/14408 E. , 2013/15303 K. Sayılı Kararı

‘’…Örnek 13 sayılı ödeme emri 03.04.2013 tarihinde davalı borçluya tebliğ edilmiş, davalı 04.04.2013 tarihinde süresinde icra müdürlüğüne itiraz etmiş ve takip durmuştur. Davacı alacaklının 13.05.2013 tarihinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunduğu, sonrasında ise davacının 18.07.2013 tarihli celsede davalı borçlunun takibe itiraz etmediği ve takibin kesinleştiği belirterek itirazın kaldırılması istemini atiye bıraktıklarını belirterek temerrüt gerçekleştiğinden kiralananın tahliyesini talep etmiştir. Mahkemece de bu nedenle itirazın kaldırılması isteminin atiye bırakılması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, temerrüt gerçekleştiğinden kiralanın tahliyesine karar verilmiştir. Davalı borçlu 04.04.2013 tarihinde yasal süresi içerisinde borca itirazda bulunmuş olup, kabul ettiği bir alacak miktarı bulunmamaktadır. Bu durumda, süresinde yapılan bir itiraz olduğuna, davalı borçlunun ödemesi bulunmadığına ve davacı tarafından da süresinde itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunulduğuna ve davacının alacağı atiye bırakmasının davalının kabulü olmadan sonuç doğurmayacak olmasına göre, mahkemece, itirazın kaldırılması istemi incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, itirazın kaldırılmasına karar verilmeden tahliyeye karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir…’’ şeklindedir.

🔍 Nasıl Yardımcı Olabiliriz?

Hukuki sorularınızın yanıtlarını aramak için aşağıdaki formu kullanın

Popüler Arama Konuları

En çok aranan hukuki konularımıza göz atın: