İşçiye Tutulan Tutanağın Hukuki Niteliği Nedir?
İşçiye tutulan tutanak, işçinin iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedilip edilemeyeceği konusunda önemli bir kanıt olabilir. Ancak, bir tutanağın fesih için haklı sebep oluşturup oluşturmadığı her somut olayın kendi koşullarına bağlıdır. İş Kanunu’na göre haklı nedenle fesih (4857 sayılı İş Kanunu m. 25) ciddi ve derhal fesih gerektiren durumları içerir. Bu nedenle şu kriterler değerlendirilmelidir:
1. Tutanağın İçeriği ve Niteliği
- Tutanakta işçinin hangi davranışı, ne zaman, nasıl ve kimler tarafından gözlemlendiği açıkça belirtilmelidir.
- Tutanakta iddia edilen davranışın, işverenin haklı fesih yapmasını gerektiren derecede ağır bir ihlal olup olmadığı değerlendirilmelidir (örneğin; güveni kötüye kullanma, hırsızlık, işyerinde kavga gibi).
2. İhlalin Ağırlığı
Tutanakta yer alan olay, iş sözleşmesinin devamını çekilmez hale getiren bir durum olmalıdır.Haklı sebepler, İş Kanunu madde 25’te sayılan örneklerle sınırlı olmamakla birlikte, işçinin davranışlarından kaynaklanıyorsa ciddi olmalıdır.
3. Deliller ve Şahitler
Tutanağın tek başına yeterli olmayabileceği durumlarda, başka deliller (kamera kayıtları, şahit ifadeleri) fesih için destekleyici unsurlar olarak dikkate alınır.
4. Usule Uygunluk
İşverenin derhal fesih hakkını kullanması için tutanak düzenlendikten sonra makul bir süre içinde fesih işlemini gerçekleştirmesi gerekir.Ayrıca, işçinin savunma hakkı tanınmadan fesih yapılması (özellikle 4857 sayılı İş Kanunu madde 19 kapsamında) geçersiz fesih sonucunu doğurabilir.
5. Haklı Sebep Kapsamına Giren Durumlar
İşverenin haklı nedenle fesih hakkı genellikle şu durumlarda doğar:
- İşçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışları (m. 25/II),
- İşçinin işyerinde güvenliği tehlikeye atması,
- İşçinin devamsızlık yapması ve bunun tutanakla tespit edilmesi.
Sonuç olarak, işçiye tutulan bir tutanak haklı sebeple fesih için bir dayanak olabilir, ancak işverenin bu süreçte yukarıda belirtilen hususlara dikkat etmesi gerekir. Aksi takdirde, işçi fesih işlemini haksız bularak işe iade davası veya kıdem/tazminat talebiyle dava açabilir. Somut olayın detaylarına bağlı olarak bir iş hukuku uzmanına danışılması faydalı olacaktır.
İLGİLİ YARGITAY KARARI
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 04.10.2016 Tarihli 2016/24048 E. , 2016/15555 K. Sayılı Kararı
‘’…Somut olayda, davacının iş sözleşmesi 06.08.2012 tarihinde 4857 sayılı yasanın 25. maddesinde belirtilen ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranması sebebiyle feshedilmiştir. Davacı hakkında Başhekimlik tarafından tutulan 27.07.2012 tarihli tutanakta davacının görev yerinde bulunmayıp personel odasında olması nedeni ile acil servis nöbetçi asistan doktoruyla kavga ettiğinin belirtildiği, 01.08.2012 tarihli tutanakta davacının görev alanında durmadığı, ihtiyaç halinde cep telefonundan ulaşılamadığı, acil doktorlarıyla ciddi tartışmalar yaşadığı ve işlerin aksadığı hususlarının belirtilerek acil serviste görevlendirilmemesi gerektiğinin bildirildiği ve yine 03.08.2012 tarihli tutanakta ise iş disiplinin kötü olması, çalışanlarla yaşadığı sorunlarla acil sevisin huzurunu bozmakla kötü bir performans gösterdiğinin yazılı olduğu görülmüştür. Bu tutanaklarla ilgili mahkemece dinlenen acil bölümde sorumlu hemşire olan tutanak tanıklarından ... "davacının acil bölümünde çalıştığı süre boyunca bir kaç kez iş disiplinine uymaması nedeniyle şikayetler geliyordu, bu şikayetler nedeniyle tutanaklar tutmuştuk, bu tutanak içerikleri doğrudur, davacının acildeki bir doktorla tartışması olmuştu, bu tartışmaya tanık olmadım, sonradan duydum, ayrıca bu olaydan sonra da davacının görev yerinde bulunmaması nedeniyle şikayet olmuştu, bundan sonra davacının iş akdi feshedildi, biz durumu idareye bildirmiştik” şeklinde beyanda bulunmuş olup diğer tutanak tanığı sorumlu hemşire ... “davacı görev yerinde pek durmuyordu, bu sebeple sürekli şikayet alıyorduk, biz kendisini bir çok kez uyardık, ancak bir gelişme olmadı, en son acil servisteki bir doktor arkadaşla tartıştığı yönünde şikayet geldi, bu şikayet nedeniyle tutanak tuttuk ve idareye bildirdik, bundan sonra davacı işten çıkartıldı,” şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Davacının tartışma yaşadığı acil servis doktoru Mehmet ... da davacı tanığı olarak dinlenmiş olup “olay günü acil bir EKG çekilmesi gerekiyordu, kendisini personel odasından telefonla aradım, telefonla cevap verilmeyince diğer personel aracılığıyla çağırdım, gelmeyince ben gittim, personel odasında cep telefonuyla konuşurken gördüm ve kendisine niye gelmiyorsun, gelsene dediğimde, o da bana "gelmiyorum ulan" dedi. Bunun dışında hakaret veya tehdit içeren bir söz söylemedi ve herhangi bir harekette bulunmadı," şeklinde beyan vermiştir. Davacının acil servis gibi dikkat ve özenin yüksek tutulması gereken bir bölümde çalışması karşısında tüm tanık ifadeleri, davacı hakkında tutulan tutanaklar ve özellikle davacının kendisine ihtiyaç olan acil bir durumda amiri konumunda olan acil servis doktorunun çağrısına uymayarak işinin başına gitmemesi ve doktora "gelmiyorum ulan" diyerek hakaret etmesi hususları gözetildiğinde işverence yapılan fesih haklı nedene dayandığı halde mahkemece hatalı gerekçeyle kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesi hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, 04.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi…’’ şeklindedir.

