Hizmet Tespiti Davası
Hizmet tespiti davası, bir işçinin Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirilmeyen ya da eksik bildirilen çalışma sürelerinin mahkeme tarafından tespit edilmesi amacıyla açılan bir dava türüdür. Bu dava, sigortasız ya da eksik günle çalıştırılan işçilerin sosyal güvenlik haklarını koruma altına almayı hedefler. İşçinin bu dava sonucunda eksik ya da hiç bildirilmemiş çalışma günleri SGK’ya kaydedilir ve işçinin emeklilik, sağlık hizmetlerinden yararlanma gibi hakları garanti altına alınır.
- Hizmet Tespiti Davasının Hukuki Dayanağı
Hizmet tespiti davaları, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 86. maddesine ve 4857 sayılı İş Kanunu’na dayanır. SGK’ya bildirilmeyen veya eksik bildirilen çalışma sürelerinin tespit edilmesi, işçilerin sosyal güvenlik hakkını sağlamak adına anayasal bir haktır. Bu nedenle, yargılama süreci işçinin lehine yorumlanır.
- Davanın Açılma Şartları
- Sigortalılık İlişkisi Olmalı: Davacı, işyerinde sigortalı çalışmayı gerektiren bir işte çalışmış olmalıdır.
- SGK’ya Bildirim Eksikliği: İşveren, çalışma sürelerini SGK’ya bildirmemiş ya da eksik bildirmiş olmalıdır.
- 5 Yıllık Hak Düşürücü Süre: Hizmet tespiti davası, işçinin işten ayrıldığı tarihten itibaren 5 yıl içinde açılmalıdır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Ancak, mahkemelerce tespit edilen bir fiili çalışmanın SGK’ya hiç bildirilmediği durumlarda bu süre, işten ayrılma tarihinden itibaren başlar.
Delillerin Sunulması: Davacı, çalıştığını ispatlamak için tanık ifadeleri, bordrolar, işyeri kayıtları veya benzeri delilleri sunmalıdır.
- Yetkili ve Görevli Mahkeme
Hizmet tespiti davaları, işverenin işyerinin bulunduğu yer iş mahkemesinde açılır. İş mahkemesi yoksa, asliye hukuk mahkemesi iş mahkemesi sıfatıyla davaya bakar.
- Davanın Sonuçları
Mahkeme, davacının çalıştığını ve bu çalışmanın sigortasız bildirildiğini tespit ederse, eksik veya hiç bildirilmemiş olan sürelerin SGK’ya kayıt edilmesine karar verir. Bu karar, işçinin emeklilik, kıdem tazminatı gibi haklarının korunması açısından büyük önem taşır.
İLGİLİ YARGITAY KARARI
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/1706 E. , 2016/3080 K. Sayılı Kararı
‘’…Dava, 506 sayılı Yasanın 79/10. Ve 5510 sayılı Yasanın 86/9. hükümleri uyarınca açılmış hizmet tespit davasıdır. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
İnceleme konusu davada; davacı, 01.10.1992 – 01.02.2013 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde çalıştığının tespitini talep etmiş, Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, hüküm eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır. Davalı işveren ve bazı tanıkların, davacının talep konusu dönemde yurt dışına gidip geldiğini beyan etmeleri karşısında, çalışmanın kesintili olup olmadığının tespiti açısından davacının yurt dışına giriş çıkış tarihleri araştırılmalı, bildirim yapılmayan dönemlerin bu tarihler olup olmadığı incelenmeli, çalışmanın kesintili gerçekleştiği anlaşılır ise hak düşürücü süre yönünden irdeleme yapılmalı, böylelikle, kayıtlarda görünmeyen davacı çalışmalarının, hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu, çalışmanın varlığı ve süresi yöntemince araştırılmalı, kabule göre de davacının 20.04.1993 tarihinde 18 yaşını dolduracağı gözetilerek, 506 sayılı kanunun 60/G maddesi hüküm kurulurken dikkate alınmalı, böylelikle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…’’ şeklindedir.

